Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Birlikte geleceğe daha güçlü bir şekilde yürüyeceksek Kıbrıs Türkü bağımsız olarak mutlak suretle yaşamalı. Türk dünyasının Akdeniz’deki kalesi olmalı. Bütün Türk dünyası için bizler orada kaleyiz.” dedi.
Tatar, Ardahan Üniversitesi’nde düzenlenen “Geçmişten Günümüze Kıbrıs Türkü’nün Varoluş Mücadelesi” konulu konferansta yaptığı konuşmada, Ardahan’ın, geçmişte Rus ve Ermenilere karşı önemli mücadeleler verdiğini hatırlattı.
Ardahan’da olmaktan dolayı mutluluk duyduğunu belirten Tatar, şöyle konuştu:
“Bu şehir geçmişte milli mücadelede Ruslarla ve Ermenilerle mücadele etmiştir. 105 yıl önce kongresi ile milli mücadele ruhunun buralardan ateşlenmesi, meşalenin buradan Türkiye’nin geneline yayılması çok önemli. Ulusal çıkarlarımız bakımından çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Enerji kaynaklarının kesiştiği Doğu Akdeniz, Kıbrıs’ımızın bağımsız Türk devletinin ulusal çıkarları bakımından çok önemli bir merkez. Bunu sizler zaten biliyorsunuz. Orası da serhat vatan, burası da serhat vatan. Enerji kaynaklarının kesiştiği bölgedeyiz. Denizlerin dibindeki toprak da vatandır. Ben hep şunu söylüyorum ‘ana vatan’, ‘yavru vatan,’ ‘Mavi Vatan’. Birlikte geleceğe daha güçlü bir şekilde yürüyeceksek Kıbrıs Türkü bağımsız olarak mutlak suretle yaşamalı. Türk dünyasının Akdeniz’deki kalesi olmalı. Bütün Türk dünyası için bizler orada kaleyiz.”
Ersin Tatar, “Kıbrıs’ın sonsuza kadar bağımsız olması gerektiğini ve Kıbrıs konusunda düşmanlara fırsat verilmeyeceğini” vurguladı.
Türkiye ile birlikte çok büyük projelere imza atmaya çalıştıklarını ifade eden Tatar, şunları kaydetti:
“Kendi refahını planlayarak geleceğe emin adımlarla gitmek istiyoruz. Türk askerinin orda olmasının, bizim için ne kadar önemli olduğunu anlatıyoruz. Bizim yolculuğumuz birlikte olmalı. Bizi birbirimizden koparmak, bizim sonumuz demektir. Kıbrıs meselesi milli bir davadır, milli bir değerdir, milli bir davanın sonucudur ve sonsuza kadar yaşayacaktır. Bizim aramızdaki tarihi bağların daha da pekişmesi için birlikte hareket etmek istiyoruz. Bu konuda üzerimize düşeni yapmamız gerek. Gençler, sizlerin, Türkiye’nin 2. yüzyılında büyük işler yapacağınıza inanıyorum.”